T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
KAHRAMANMARAŞ / AFŞİN - Hayati Vasfi TAŞYÜREK Ortaokulu

DİLİMİZİN ZENGİNLİKLERİ HİKAYE YARIŞMASINDA OKULUMUZDA BİRİNCİ SEÇİLEN HİKAYEMİZ

Dilimizin Zenginlikleri Projesi kapsamında okulumuzda hikaye yarışması düzenledik. Birinci olan öğrencimiz 7/B sınıfından Aydan Gündoğan. Öğrencimizi tebrik ederiz.Türkçe Öğretmenimiz Seyda TORUN'a teşekkür ederiz.

KARDEŞLERİNİNİN CANAVARI Günlerden bir gün ülkenin padişahı Şahit Han yataklara düşmüş. Çok hastaymış Şahit Han’ın doktorları çok az bir ömrü kaldığını söylemiş. O kadar hastaymış ki su bile içmeye mecali yokmuş. Şahit Han çok yakın bir zamanda öleceğini anlamış. Ölüm korkusuyla birlikte çok sevdiği ülkesini ve oğullarını düşünüp duruyormuş. Şahit Han’ın üç oğlu varmış. Hepsini de çok seviyormuş. Şahit Han öldükten sonra yasalara göre oğullarından birinin ülkenin başına geçmesi gerekiyormuş. Ülkenin başına kimin geçeceğine bir türlü karar veremiyormuş. Sebebi ise üç oğlunu da çok sevmesi ve eşit davranmak istemesiymiş. Bu olaya bir çözüm arayan Şahit Han yanına üç vezirini çağırmış ve onlara ne yapması gerektiğini sormuş. Han’ın birinci veziri susmuş kalmış. Bir şey demeye cesaret edememiş. Han’ın ikinci veziri ise bu kararı halkın seçimine sunalım demiş. Şahit Han ikinci vezirinin bu fikrini düşünmüş taşınmış hiç beğenmemiş çünkü seçilemeyen iki oğlu ülkede iç karışıklıklara neden olabilir diye düşünmüş. Han’ın üçüncü veziri ‘’ Bilge bir adam biliyorum, adı Bilge Dede her işe bir çözüm yolu bulur.’’ demiş. Şahit Han’ın bu fikir aklına yatınca vezirlerine Bilge Dede’yi çağırttırmış. Şahit Han olayı Bilge Dede’ye anlatmış. Bilge Dede düşünmüş taşınmış. Demiş ki “Madem oğullarına eşit davranmak istiyorsun o zaman ölene kadar ülkeni üçe ayır, hepsine eşit sayıda insan, eşit miktarda para ve arazi ver. Toprakları ve halkı en iyi yöneten oğlun ülkenin başına geçsin.” demiş. Şahit Han bu fikri olumlu karşılamış. Olanları oğullarına anlatmış. Oğullarından da onay gelince ülkeyi üçe bölmüş. Birinci toprak parçasını ilk oğlu Deli Baytar’a vermiş. İkinci toprak parçasını ikinci oğlu Ozan Şah’a vermiş. Üçüncü toprak parçasını Üçüncü Şemsettin’e vermiş. Şahit Han oğullarının yönettikleri yerleri geçici bir süreliğine onlara padişah yetkisi ile verecekmiş çünkü diğer ülkelerden alım satım, antlaşma yapabilmeleri için ellerinde belli bir yetki olması gerekiyormuş. Oğulları arasından ülkeyi en iyi yönetenin kim olduğunu belirlemek için hangi ülkenin ne kadar üretip ne kadar tüketim yaptıklarına bakıp karar verecekmiş. Bunun yanı sıra bu kararı verirken halk huzurlu mu, padişahtan memnun mu bunlara da bakacakmış. Bu durumu bilen beceriksiz oğlu Ozan Şah’ın aklına bir fikir gelmiş. Topraklar yasalara göre onun elinde olduğu için istediği gibi yönetebilirmiş. Nasıl olsa babam öldüğünde burası benim elimde olacak istediğim gibi yöneteceğim demiş. Diğer oğlu Ulu Şemsettin babasının ve halkın mutlu olması için elinden geleni yapmış Gece gündüz çalışmış, halkına çok iyi davranmış tonlarca buğday üretip altın karşılığında diğer ülkelere satmış halk Ulu Şemsettin’i çok sevmiş. Bir gün Ulu Şemsettin hasta olmuş halk sokaklara dökülüp o iyileşinceye kadar evlerine girmemiş. Diğer oğlu Deli Baytar ise en iyi üretimi yapmak için çabalayacakmış. Herkes toprağını yönetmeye başlamış. Aradan birkaç gün geçmiş. Ozan Şah hiçbir ilerleme gösterememiş hatta yavaş yavaş çökmeye başlamış. İçinden nasıl olsa bu ihtiyar ölünce bu topraklar benim olacak diye geçiriyormuş. Ulu Şemsettin güzel bir ilerleme kat etmiş. Halk ondan çok memnunmuş. Deli Baytar ise çok hızlı bir şekilde üretim yapıyormuş. Halk ondan da çok memnunmuş ama Ulu Şemsettin’in ülkesindeki halk Deli Baytar’ın ülkesine gidip ülkelerindeki iyi şeylerden bahsediyorlarmış. Deli Baytar’ın ülkesindeki halk onları ağzı açık dinliyorlarmış. Onlar istedikleri kadar buğday alıp ekmek yapabiliyorlarmış ama Deli Baytar’ın ülkesindeki her kişiye ancak bir çuval buğday düşüyormuş. Bu dedikodular Deli Baytar’ın kulağına gitmiş. Ulu Şemsettin kendisinden daha iyi ülke yönettiği ortadaymış. Deli Baytar düşünmüş taşınmış bir çözüm bulmuş. Ülkesindeki çeteler ile antlaşma yapmış. Kendisinin hazırladığı zehri çetelere vermiş bu zehirleri Ulu Şemsettin’in ülkesindeki tarlalara, sulara, ahırlara kümeslere kısacası her yere birer damla dökün demiş. Çeteler aldıkları zehri ülkenin her yerine dökmüşler. Aradan çok zaman geçmiş. Günler, aylar geçmiş Ulu Şemsettin’in ülkesinde herhangi bir gerileme yokmuş. Sarayında düşünürken. Ulu Şemsettin Çıkagelmiş. “Kardeşim demiş benim ülkemde bir hastalık peydah oldu, ne var ne yoksa hastalandı ama bunu ilk gün fark ettim ve bunun için aylar öncesinde bir ilaç geliştirmiştim. Sana bu ilaçtan getirdim senin ülkende de böyle bir hastalık olursa kullanırsın.” demiş. İlacı vermiş saraydan ayrılmış. Deli Baytar çok utanmış ve ülkeyi kendisinden iyi yöneten Ulu Şemsettin’e vermiş bu olanları hasta yatağında duyan Şahit Han hemen üç oğlunu da huzuruna çağırmış. Herkesin ülkesini nasıl yönettiğini sormuş. Aslında her şeyi biliyormuş Ozan Şah’’ Baba ben herkesten iyi yönettim halk benden çok memnun.” demiş. Deli Baytar utancından hiçbir şey diyememiş. Ulu Şemsettin tam konuşacakken babası tamam demiş. Herkesin ülkeyi nasıl yönettiğini çok iyi biliyorum demiş. Olanları duyduğumda hem çok sinirlendim hem de çok mutlu oldum demiş. Ülkeyi kimin yöneteceğine karar vermiş. Deli Baytar’ın yaptıkları yüzünden oğlunun idam kararını vermiş buna Ulu Şemsettin karşı çıksa da oğlunu dinlememiş, Deli Baytar’ın yalvarışlarına aldırış etmemiş ve onu idam ettirmiş. Ulu Şemsettin’i padişah yapmış. Ozan Şah’ı da onun veziri olmuş. Ülkeyi bolluk bereket içinde huzur ve iyilikle yönetmeyi başarmış Şahit Han hasta yatağında yatarken öleceğini anlamış oğlunun ülkeyi nasıl yönettiğini de herkesten duyuyormuş. Oğlunu yanına çağırtmış. ‘’oğlum ülkeni, topraklarını her zaman nasıl yönetiyorsan aynı şekilde deva et. Toprak kutsaldır her ne olursa olsun onu kimseler verme onu senden almaya çalışanlara gövdeni siper et halkını sev ve koru.’’ demiş . Babası Ulu Şemsettin’e hakkını helal etmiş. “ Allah senin kalbinde kardeşlik duygusunu daim etsin. Allah senin kalbinde merhamet duygusunu daim etsin. Allah sana hayırlı evlat versin.” demiş.

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 29.02.2024 - Güncelleme: 29.02.2024 10:32 - Görüntülenme: 91
  Beğen | 0  kişi beğendi